
Yerebatan Sarnıcı Hakkında Bilgiler
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un en büyük ve en görkemli kapalı sarnıçlarından biridir. Bizans döneminden günümüze kadar ulaşan bu yapı, tarihi dokusu, mistik atmosferi ve eşsiz mimarisiyle hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken önemli bir eserdir.
Yerebatan Sarnıcı'nın Tarihi
Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından 6. yüzyılda inşa ettirilmiştir. O dönemde Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olan Konstantinopolis’te (bugünkü İstanbul), su ihtiyacını karşılamak için birçok su yapısı inşa edilmiştir. Yerebatan Sarnıcı da bu amaçla yapılan en büyük ve etkileyici sarnıçlardan biridir.
Sarnıç, Büyük Saray’a (Bizans İmparatorluk Sarayı’na) su sağlamak için kullanılmıştır. O dönemde şehirde yaşayan halkın ve saray mensuplarının temiz su ihtiyacını karşılamak için çeşitli su kemerleri aracılığıyla Belgrad Ormanları’ndan getirilen sular burada depolanmıştır.
1453 yılında Osmanlıların İstanbul’u fethetmesinden sonra sarnıç bir süre daha kullanılmaya devam etti. Ancak Osmanlılar, su ihtiyacını daha çok açık su kemerleri ve çeşmeler yoluyla karşıladıkları için sarnıcın önemi zamanla azaldı. 16. yüzyılda Hollandalı gezgin Petrus Gyllius tarafından yeniden keşfedildi ve Avrupa’ya tanıtıldı.
Yerebatan Sarnıcı'nın Mimari Yapısı
Sarnıç, yaklaşık 9.800 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır ve toplamda 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir. İçerisinde 336 sütun bulunmaktadır. Bu sütunlar, her biri 9 metre yüksekliğinde olup 12 sıra halinde dizilmiştir. Sütunların büyük çoğunluğu, Roma ve Bizans dönemine ait farklı tapınak ve yapılardan sökülerek buraya getirilmiştir.
Sarnıcın tavanı tuğladan yapılmış tonozlarla desteklenmiştir. Tuğla duvarları 4 metre kalınlığındadır ve su sızdırmazlığı sağlamak için özel bir harç ile kaplanmıştır.
Medusa Başı ve Gizemli Sütunlar
Sarnıcın en dikkat çekici öğelerinden biri, Medusa Başı bulunan sütunlardır. Medusa, Yunan mitolojisinde bakışlarıyla insanları taşa çeviren bir Gorgon’dur.
Burada iki Medusa başı bulunur:
- Biri yan duracak şekilde,
- Diğeri ise ters çevrilmiş olarak yerleştirilmiştir.
Bu sütunların neden bu şekilde yerleştirildiği tam olarak bilinmemektedir. Ancak bazı teoriler vardır:
- Koruma Amacı: Medusa’nın kötü ruhları uzak tuttuğuna inanıldığı için böyle yerleştirilmiş olabilir.
- Dengeli Yük Dağılımı: Medusa başlarının sütunlara destek sağlaması için bu şekilde yerleştirildiği düşünülmektedir.
- Sanatsal ve Simgesel Anlam: Bizanslı ustaların bilinçli bir şekilde bu mistik figürleri kullanarak bir mesaj vermek istemiş olabilecekleri söylenir.
Osmanlı ve Günümüz Dönemi
Osmanlılar döneminde sarnıç eskisi kadar aktif olarak kullanılmasa da bir süre halk tarafından bilinmeyen bir su kaynağı olarak varlığını sürdürdü. Osmanlı dönemi yazarları, bazı evlerin bodrumlarından kuyu sarkıtılarak buradan su çekildiğini anlatır.
Cumhuriyet döneminde ise 1985-1987 yılları arasında büyük bir restorasyon geçirdi ve 1987’de müze olarak ziyarete açıldı. Günümüzde su seviyesi oldukça azaltılmış olup, ziyaretçilerin gezebilmesi için yürüyüş yolları yapılmıştır. Aynı zamanda sanat etkinlikleri ve konserler için de kullanılıyor.
Yerebatan Sarnıcı Hakkında İlginç Bilgiler
- James Bond’un “Rusya’dan Sevgilerle” (From Russia with Love) filminde Yerebatan Sarnıcı'nda bir sahne yer almıştır.
- Sarnıcın içinde bulunan sütunların bazıları Efes Artemis Tapınağı’ndan getirildiği iddia edilmektedir.
- Sarnıcın mistik atmosferi, loş ışıklandırması ve yankılanan su damlalarının sesi ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunar.
- Günümüzde sarnıç sanat sergileri ve konserler için de kullanılmaktadır.
Yerebatan Sarnıcı’nı Gezdikten Sonra Nereye Gidebilirim?
Yerebatan Sarnıcı’nı gezdikten sonra yakın çevrede görebileceğiniz birçok tarihi ve turistik yer var. İşte sarnıca yürüme mesafesinde bulunan bazı önemli yerler;
- Ayasofya Camii (280 m, 3 dakika yürüyüş)
Bizans döneminde kilise olarak inşa edilen ve Osmanlı döneminde camiye çevrilen Ayasofya, günümüzde İstanbul’un en önemli yapılarından biridir. Muhteşem kubbesi ve mozaikleri ile dikkat çeker.
- Sultanahmet Camii (Mavi Cami) (400 m, 5 dakika yürüyüş)
- yüzyılda Osmanlı padişahı I. Ahmet tarafından yaptırılmıştır. İç mekânındaki mavi İznik çinileri nedeniyle "Mavi Cami" olarak da anılır.
- Topkapı Sarayı (450 m, 6 dakika yürüyüş)
Osmanlı padişahlarının 400 yıl boyunca yaşadığı saraydır. Harem bölümü, kutsal emanetler ve Osmanlı hazineleri görülebilir.
- Gülhane Parkı (550 m, 7 dakika yürüyüş)
Osmanlı döneminde Topkapı Sarayı’nın bahçesi olan Gülhane, günümüzde halka açık yeşil bir alandır. Tarihi atmosferi ve güzel yürüyüş yolları ile dinlenmek için harika bir yerdir.
- İstanbul Arkeoloji Müzesi (700 m, 9 dakika yürüyüş)
Antik dönem eserleri ve önemli arkeolojik buluntuların sergilendiği bir müzedir. Dünyanın en eski yazılı barış antlaşmalarından biri olan Kadeş Antlaşması burada sergilenmektedir.
- Şerefiye Sarnıcı (750 m, 10 dakika yürüyüş)
Yerebatan Sarnıcı’na benzer şekilde Bizans döneminde yapılan bir başka su deposudur. Daha küçük ama görsel olarak etkileyici bir yerdir.
- Kapalı Çarşı (Grand Bazaar) (1 km, 12 dakika yürüyüş)
İstanbul’un en eski ve en büyük kapalı alışveriş merkezlerinden biridir. 4.000’den fazla dükkânı ile hediyelik eşya, takı, halı, baharat gibi birçok ürünü bulabilirsiniz.
- Süleymaniye Camii (1.5 km, 18 dakika yürüyüş)
Mimar Sinan’ın en büyük eserlerinden biridir. İstanbul’un en güzel panoramik manzaralarından birine sahiptir.